ayı sözlük yazarlarının en sevdiği yemekler ve yiyecekler

bu koca gövdeyi beslemek lazım. hımmmm. yüzük çorbası, ev usulü kızarmış patates, adana kebap ( sadece adanada ama gerisi yalan), bizim usulde yaprak sarması. ölesiye ye. hatta öl diril yine ye. zira bu yemekler adamı diriltir.

misafir odası

eskimiştir efendim. yerini yeni mimaride yaşam odası almıştır.

sözlükte tek online olmak

an itibariyle yaşadığım durumdur. güzel olan şu ki 10 tane de online kullanıcı bulunmakta aynı zamanda. her zaman burada gördüğümüz yazarların haricinde bu satırları okuyacak olan bambaşka on dünya. sözlükte tek online yazar olmak ancak günün bu saatlerinde mümkün olsa gerek; tan vaktinde. bir şehrin en güzel göründüğü zamandır benim için; en saf, yalın ve karmaşadan uzak. yalnız sokaklarında dolaşmak yerine sayfalarında dolaşmak sözlüğün neredeyse aynı duyguları yaşatmakta.

toblerone

çikolatanın ulaştığı zirve noktalardan.

yakı

kasların üzerindeki baskıyı azaltarak ağrı ve sızılara iyi gelen yarabandından büyükçe bant.*

kalender

günümüz türk siyasetinde ve devlet yönetiminde hasretle özlenen devlet adamı modeli.

zagor

sözlüğün fosforlu cevriyesidir, hem de en alasından. pis mahalle ağzı, çamur atma, edepsizlik, terbiyesizlik hepsini tek kalem de topladığımız da “cevriye” namüsait “zagor’dur” efendim. artık beni rakibi olarak gördüğü için hırs yapıp beni karalama, piyasadan alt etme uğraşlarına girmiştir. tatlım tatlım, ben artık o camiadan uzaklaştım; kendimi hayır işlerine, dernek çalışmalarına verdim.kendilerini her aradığımda * telefonu hep meşgul oluyor, gündüzleri çalıştığı yetmiyor akşamları da extralara çıkmak için ucuz,bayağı ve basit pavyon sahiplerine kendini ballandıra ballandıra pazarladığını şuh kahkalar eşliğinde bana anlattığı da doğrudur. ekstra başına makul bir fiyata gittiğini de üzülerek söyledi. en sevdiğim lafı gene haklı çıkarması da cabası. benden sana abla tavsiyesi “kendini iyi pazarla ki, fahiş fiyatın olsun. düşük yaptığın operasyon masraflarına da, pezevengine verdiğin haracına, bakkala borcuna da yetişebil, ucuz malın alıcısı çok olur hayatım. erken deformasyona uğrayıp hızlı çıkışının bedeli aşağı çakılman olur.”
bursa gezisinde hışmıma uğrayıp, elimden zor alacaklar kendilerini. bursa piyasasına kendisini mal edip, sürümünden kazanacağım. jiletimin de tadına bakmadan bırakmam, bilen bilir.

leoparsiz burjuva

çok iyi fal bakıyor kendileri

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

akp'yi sevmeme nedenleri

yukarıdaki girilerde belirtilenlere ek olarak:

- sistemi değil, bireysel ve ideolojik çıkarları destekleyip büyüttüler.
- klasik cumhuriyetin faşist yönüyle hesaplaşacağız deyip, kendi faşist yapılarını kurdular. hiç utanmadan ileri demokrasi diyerek kakaladıkları zıkkım, 12 eylül zihniyetinden farksız!
- devleti oluşturan kamu kurumlarındaki örfi sistemin içine sıçarak (gelenekleri ve teamülleri yok edip) parti devletine dönüştürdüler.
- bilimsel harcamaları desteklemediler; sanatçıları aşağılayıp "gereksiz" ilan ettiler!
- diyanet işleri başkanlığına verdikleri bütçeyi her yıl inadına artırarak, ülkenin ve halkın acil ihtiyaçları ve talepleriyle dalga geçtiler!
- mezhepsel ayrımcılığı ve bölünmeyi hep teşvik ve telkin ettiler.
- muhalif olan bireyleri, sivil örgütleri ve kurumları, alenen tehdit ederek ezdiler, yok saydılar ve yok ettiler.
- abd'nin tezgahları ve desteğiyle geldiklerini bildiklerinden ve güç sarhoşluğuna yakalandıklarından dolayı, demokratik seçimle gitmeyi bir türlü kabul edememekteler.
- cumhuriyet tarihinde ilk kez, mahkemelerin ayak bağı olduğunu söyleyerek ( rte'nin birkaç beyanında alenen söylenmiştir!), 2008'den itibaren aşamalar halinde, kör topal var olan yargı bağımsızlığının ırzına geçip, yargıyı yürütmeye bağladılar.
- yolsuzluk ve yoksullukla mücadele edeceğiz diye gelmişlerdi, ama, türkiye ve dünya tarihinde tarihinde eşi görülmemiş büyüklükte ve örgütlülükte bir ihale fesatçılığı sistemi kurarak, yolsuzluğun kitabını yazdılar! (100 milyar dolar üzeri meblağlarla ifade edilen)
... e daha sayalım mı?
yetmez ama evetçilere kapak olsun!

15 temmuz 2016 darbe girişimi

tiyatro diyenlerin asker sevicilerinin entarilerini hayretle okuyorum. bu gözler masum vatandaşların tankların altında ezildiğini kurşunlara hedef olduğunu gördü. bu eylemin içerisinde yer alan erinden tümgeneraline kim varsa cezası misliyle verilmelidir. ne yani insanlar sokaklara inmesin miydi? ne yani trt 1 ekranında okunan o çirkef metni dinleyip dizimizi kırıp yerimizde mi otursaydık darbe seviciler? bir de kalkmış gerçek darbe bu değil diyorlar. başarıya ulaşmamış olması mı kıstas?